BİLDİRGE a. Bir topluluğun siyasal bir sorun hakkında görüşlerini bildirmek, bir partinin programını açıklamak üzere yayı mladığı kamuoyuna yönelik yazı;bildiri, beyanname, manifesto: İnsan hakları bildirgesi. Bir partinin seçim bildirgesi.
—İş huk. İşe giriş bildirgesi, işverenin, çalıştırdığı sigortalıları Sosyal sigortalar ku-rumu’na bildirdiği, örneği kurumca hazırlanan belge. (İşveren, çalıştırdığı sigortalıları en geç bir ay içinde kuruma bildirmek zorundadır.)
—Uluslarar. huk. BM tarafından kabul edilen ve tavsiye kararı niteliğinde olmasına karşın, manevi değeri büyük olan me
Willem BİLDERDİJK
Willem BİLDERDİJK , hollandalı şair (Amsterdam 1756 - Haarlem 1831). Fransızların Hollanda’ya girmesi sırasında (1795) ülkesinden ayrıldı. 1806’da geri dönünce kral Louis Bonaparte’ın hollan-daca öğretmeni oldu. Klasikçilik akımının başına geçerek (De ondergang der eers-te wareld, 1810), daha o zamandan romantik bireyciliğin öncülüğünü yaptı; hol-landa Protestanlığının siyasal ve dinsel “uyanış”ını etkiledi.
BiLBOQUET
BiLBOQUET a. (fr. söze.). Uçlarından biri hafifçe dışbükey, öteki sivriltilmiş küçük bir sopaya iple bağlı, delikli bir toptan oluşan oyuncak. (Oyuncu, topu ya sopanın dışbükey tarafına oturtmak ya da sopanın sivri ucunu deiiğe yerleştirmek zorundadır.
BİLBİS KENTİ
BİLBİS ya da BİLBEİS, Mısır’da kent, Aşağı Mısır’da, Kahire’nin K.-D.’sunda; 58 400 nüf. Dokuma sanayisi.
BİLBİLİS KENTİ
BİLBİLİS. Esk. coğ. İspanya’da (Tarra-conensis) kent. Ozan.Martialis burada doğdu. Yapılan kazılarda, Eskiçağ’dan kalma yıkıntılar ortaya çıkarıldı. Günümüzde Bâmbola.
Yazar Kemal BİLBAŞAR Hakkında Bilgi
Yazar Kemal BİLBAŞAR Türk hikâye ve roman yazarı (Çanakkale 1910 - İstanbul 1983). Edirne Öğretmen okulu’nu (1929) ve Gazi eğitim enstitüsü tarih bölümü’nü bitirdi (1935). Çeşitli yerlerde ilkokul öğretmenliği, ortaokul tarih öğretmenliği görevlerinde çalıştı (1929-1961). Hikâye ve romanlarının konularını Anadolu’dan aldı. Gelenek, görenek ve töreleri, yeni yaşayış biçiminin bunlar üzerindeki etkisini, sınıf ve çıkar çatışmaları vb. gibi temaları gerçekçi, zaman zaman yergilj bir anlatışla işledi.
İlk öykü kitabı Anadolu’dan hikâyeler' den (1939) başlayarak Anadolu’nun farkl
Francisco BİLBAO
Francisco BİLBAO şilili deneme yazarı (Santiago 1823-La Plata, Arjantin, 1865). La Mennais, Edgar Quinet ve Michelet' nin dostuydu. Liberal ve tanrıtanımaz fikirlerinden ötürü Şili’de kovuşturmaya uğrayarak, ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı
BİLBAO KENTİ
BİLBAO, İspanya’da kent, Vizcaya ilinin merkezi; 383 798 nüf. (1990). Eski bir demir filizi çıkarma (hızla gerilemektedir) merkezi olan Bilbao, 800 000’i aşkın nüfuslu bir yerleşme alanının (Nervıûn ırmağının halici boyunca uzanır; özellikle Ba-racaldo, Lejona, Portugalete, Sestao ve Santurce’yi içine alır). Hâlâ demir-çelik sanayisinin (çelik fabrikaları, haddehaneler) ve ağır metalürjinin (kazan, lokomotif ve gemi yapımı) ağır bastığı (demir-çelik sanayisini kimya [ağır kimya sanayisi, petrol arıtma; eczacılık ürünleri] cam ve çimento sanayileri izler) kent, aynı zamanda da önemli bir ba
BİLARDO OYUNUNUN TARİHİ
BİLARDO a. (ital. söze.). Kayağantaş döşeli zemini yeşil çuhayla kaplı, kenarlarında kauçuk şeritler bulunan dikdörtgen bir tahta masa üzerinde “isteka” yardımıyla yuvarlanan üç fildişi topla oynanan oyun. (Bk. ansikl. böl.)
BİLARDO OYUNUNUN TARİHİ Oy. Çin ya da japon bilardosu, hollan-da bilardosuna benzeyen bilardo; aradaki fark,yuvaların masanın üst ucunda olmasıdır. || Elektrikli bilardo, eğik bir tablayla ışıklı bir sayı göstergesinden oluşur. (Oyuncu, beş adet madeni bilyeyi, teker teker, sayı sağlayan çubuklara dokunacak biçimde gönderir.) [Bu oyuna FLİP-PER de denir.] || H
BİKİNİ ADASI
BİKİNİ, Mikronezya’da mercan adası, Marshall takımadalarında. ABD, 1946’ dan başlayarak burada atom denemeleri gerçekleştirdi.
BİKİR ya da BİKR a. (ar. bikr). Esk. 1. Kızlık, bakirelik. —2. İnsan ve hayvanların ilk yavrusu. —3. İlk ürün, herhangi bir şeyin ilki.
—İsi. huk. Bikr-i hakiki, erkekle asla cinsel ilişkide bulunmayan kız. || Bikr-i hükmî, tekrarlanmamak ve hakkında zina cezası verilmemiş olmak şartıyla zina yaptığı bilinen kız.
♦ sıf. Bakire, dokunulmamış, el değmemiş: ‘‘Benem ol duhter-i imran k’eriş-di büyı maşukun I Vücudum bikr iken tog-dı vücudum zât-ı İsadur” (Akbıyık, XV
BİKFAYE
BİKFAYE, Lübnan’da yerleşme, Lübnan dağında, Beyrut’un K.-D.’sunda (yüksl. 910 m); 6 000 nüf. Kaplıca merkezi. Turizm.
BİKARBONAT FORMÜLÜ
BİKARBONAT a. (fr. bicarbonate) Kim. 1. Formülü MHC03 olan hidrojen karbonatların yaygın adı. (Formüldeki M, alkali bir metali gösterir.) —2. Sodyum bikarbonat, NaHC03 formüllü sodyum tuzu. (Mide asidinin, gastritlerin tedavisinde ve asidoza karşı kullanılır.)
BİJELJİNA KENTİ
BİJELJİNA KENTİ Bosna-Hersek’te kent, ülkenin kuzey kesiminde: 25 000 nüf. Metalürji.
Cemal BİJEDİC hakkında Bilgi
Cemal BİJEDİC Yugoslav devlet adamı (Moştar 1917 - Saraybosna yakınları 1977). İkinci Dünya savaşı’nda Bosna -Hersek’te direniş hareketini örgütledi. Daha sonra hem Bosna-Hersek’te, hem de federal düzeyde parti içinde ve siyasal kurumlarda önemli görevlerde bulundu.
Böylece 30 temmuz 1971’de Federal yürütme konseyi başkanlığına seçildi, 1974’te yeniden bu göreve getirildi.
Bu sırada Hırvatistan’daki muhalefet odaklarını ortadan kaldırmada rol oynadı ve halklar arasında bağlan güçlendirmekle görevlendirildi. Bakanlığı sırasında önemli kurumsal değişiklikler gerçekleşti
Willy DE LA BİJE
Willy DE LA BİJE hollandalı dansçı (Leiden 1934). Ülkesinde, Giselle'i ilk kez yorumladı. Hollanda dans tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer aldı. Burada G.Tet-ley’in Anatomi dersi (1964) ve B. Har-karvy’nin Recital for Cello and Eight Dan-cers’i (1964) gibi birçok çağdaş yapıtın prömiyerinde dans ederek kendini kabul ettirdi. Kocasıyla birlikte Avustralya’ ya yerleşti. 1970’ten beri Sydney’de dans öğretmenliği yapmaktadır.
Kemaletti BİHZAD hakkında bilgi
Üstad Kemaletti BİHZAD hakkında bilgi iranlı ressam, minyatürcü (? - [?] Tebriz [?] 1537). İlk minyatür çalışmaları göz önüne alındığında 1450’lerde doğduğu sanılır. İranlı Dost Muhammet ve Haydar Mirza, He-rat’lı Amir Ruh Allah’ın öğrencisi olduğunu bildirirler. Menakıb-ı Hünerverân yazarı M. Âlî ise Tebrizli Pir Seyit Ahmet’ten ders aldığını belirtir.
Herat’ta Timurlu sarayında Sultan Hüseyin Baykara ve vezir Mîr Ali Şir Nevai’den destek gördü. 1486-1506 arasında Herat resim okulu’ nu yönetti. 1507’den sonra Özbek hükümdarı Şeybek Han’ın sarayında görev aldı.
Safeviler’in Herat’ı ele g
BİHUŞ ANLAMI
BİHUŞ ANLAMI sıf. (fars. bi- ve hüş, akıl’dan bihuş). Esk. 1. Akılsız, beyinsiz, sersem, şaşkın: “Kilid-i natıka bihuş olup düşerse kuvvetdenlGözüne pertev-i nur-ı tecelli ola tabani" (Namusi, XV. yy.). —2. Deli.
BİHTEREK YILI
BİHTEREK a. (fars. bihterek). Esk. Eski İran’da ay yılını güneş yılına uydurmak amacıyla, 120 yılda bir on üç ay olarak kabul edilen yıl. Bu yıl hangi padişahın zamanına rastlarsa, onun büyük, ulu bir padişah olduğuna inanılırdı. Selçuklu hükümdarı Celaleddin Melikşah zamanında bu gelenek bırakıldı ve dört yılda bir gün eklenerek sene-i kebise uygulamasına geçildi.
BİHASIL
BİHASIL sıf. (fars. bi- ve ar. hâşıl'öan bihâşıl). Esk. Sonuçsuz, verimsiz, k:sır. —Kur. tar. Geliri az, geniş vakıf ve dirlik toprakları için kullanılan bir terim. (Hazine defterlerinde yazılı olandan daha az gelir getiren dirlikler böyle anılırdı.)
BİHARİLER
BİHARİLER, Hindistan’ın kuzey kesiminde, özellikle Bihar’da yaşayan halk. Aynı dili konuşan 40 milyonu aşkın nüfuslu müslüman bir topluluk oluşturan Biha-riler’in bir bölümü, 1947’deki bölünmeden sonra, eski Doğu Pakistan’da kaldı. Bangladeş'in kurulmasıyla sonuçlanan 1971 ’deki Hindistan-Pakistan savaşı sırasında, Pakistan’dan ayrı bir devlet kurulmasına karşı çıkan çok sayıda bihari topluca yok edildi.
BİHARİ hindisi
BİHARİ hindisi a. Magadhiden türeyen, hindiyle (Doğu hindisi) akraba olan hint-ari dili. (Orissa ve Varanasi’de yaklaşık 40 milyon kişi tarafından konuşulur. Üç ana lehçeyi kapsar: maithili, magahi ve bhocpuri.)
BİLANÇO
BİLANÇO a. (ital. bilancio'dan). 1. Bir kuruluşun mali durumunun özeti. (Bk. an-sikl. böl. Muhs.) —2. Bir durumun ya da bir gelişmenin olumlu ya da olumsuz toplam sonuçları: Savaşın bilançosu. Otoyol üzerinde kazanın bilançosu: üç ölü, beş yaralı. Yaşamının bilançosunu yapmak. —Fiz. Enerji bilançosu, bir dönüşümde yer alan bütün enerji biçimlerinin, genel sonucu ortaya koymak için yapılmış özeti.
—Fizyol. Besin bilançosu, canlı bir organizmaya besin giriş ve çıkışlarının karşılaştırılması ve beslenme durumunun belirlenmesi. j| Enerji bilançosu, bir yandan besinlerle organizmaya sağlanan
BİLALİ HABEŞİ
BİLALİ HABEŞİ, Bilal bin Rebah ve İbni Hamame de denir, İslam dininin ilk müezzini (? - Şam 641). Habeş kökenlidir. Mekke'de Cumah bin Amr ailesinin kölesiydi. Halife Ebubekir tarafından satın alınarak özgürlüğüne kavuşturuldu. Müslümanlığı ilk kabul edenlerden olduğundan kendisine çok eziyet edildi. Hz. Muhammet ile birlikte Mekke’den Medine’ye göç edenler arasında yer aldı (622). Namazlardan önce ezan okunması em-rolununca, Muhammet onu müezzin olarak görevlendirdi. Mekke, müslümanlar tarafından alınınca Kâbe’nin damında ilk ezanı o okudu. Ayrıca bayram namazlarında “aneza” denilen mızra
BİLAL Arap
BİLAL Arap, türk halk şairi (İstanbul XIX. yy. sonu - XX. yy. başı). Tulumbacılık yaptı. İstanbul’un semai kahvelerinde destan, koşma ve maniler okuyan bir meydan şairi olarak tanındı. 28 dörtlükten oluşan bir destanında, 1910’da Danca’daki büyük bir yangını anlatır.
BİKSİN FORMÜLÜ
BİKSİN FORMÜLÜ (fr. bixiné). Org. kim. Formülü C25H34O4 olan polienli asit ester; Bixa orellana (rocou) tohumlarından elde edilir ve Orléans sarısını oluşturur. (Karote-noitlerin bir parçalanma ürünüdür.)
ch3
HOCO-f-CH CH-C CH
CH3-OCO--CH CH-C CH j— CH
bik8İn J' BİLÂ- önek. (ar. bi- ve la, yok’tan bils-). Esk. “-sız, -sızın, -madan” ekleri gibi yokluk gösteren sıfat ve belirteçler türetir: bilâ-aram (dinlenmeksizin), bilâ-bedel (parasız), bilâ-faide (boş yere), bilâ-faiz (faizsiz), bilâ-fark (farksız), bilâ-fasıla (arasız, ara vermeden), bilâ-ihtiyar (elinde olmadan), bilâ-istisna
İKROMATLAMAK
İKROMATLAMAK f. Foto. Potasyum bikromata daldırmak. (Bikromatlanan jelatin ışık aldıktan sonra çözünmez hale gelir.)
BİKROMAT
BİKROMAT a. Fotoğrafçılıkta tespit edici etkerv olarak kullanılan ve iki değerli Cr2 O72" anyonu olan tuzların genel adı. —AnsİKL. Foto. Alkali bikromatlar (amonyum ya da potasyum bikromatlar) kollo-itlere (bitkisel, organik, bireşimsel) ışığa karşı çözünmezlik kazandırır.
bikondilyen
Sie waren biko lem yumrularının engeniş çapı(bikondilyen çap) esas alınarak ölçülendirsek genişliği (kol bikondiyengenişliği) ya da diz genişliği(uylukkemiği genişliği) için kullanılır.
Kemalettin BİHZAD
p { margin-bottom: 0.25cm; direction: ltr; color: rgb(0, 0, 0); line-height: 120%; }p.western { font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 12pt; }p.cjk { font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 12pt; }p.ctl { font-family: "Times New Roman",serif; font-size: 12pt; }
Kemalettin BİHZAD Üstad,
iranlı
ressam, minyatürcü (? - [?] Tebriz [?] 1537). İlk minyatür
çalışmaları göz önüne alındığında 1450’lerde
doğduğu sanılır. İranlı Dost Muhammet ve Haydar Mirza, He-
rat’lı Amir Ruh Allah’ın öğrencisi olduğunu
bildirirler. Menakıb-ı
Hünerverân
yazarı
M. Âlî ise T
BİHAKKIN
BİHAR, Hindistan’da eyalet, kuzeyde Ganj ovasının bir bölümünü, güneydeyse Dekkan’ın kuzey-doğu kesimini (Çota Nagpur) içine alır; 174 000 km2; 69 914 734 nüf. Merkezi Patna.
Himalayalar’dan gelen ırmaklarla sulanan, ama sık sık taşkınlarla su altında kalan ovada başlıca gelir kaynağı tarımdır. Yetiştirilen besin ürünleri pirinç (daha çok yağış alan doğu kesiminde ağır basar), buğday, mısır ve baklagiller, ticarete yönelik ürünlerse şekerkamışı, tütün, yağ çıkarılan tohumlar ve jüttür (doğu kesimde). Bihar, Dekkan bölgesi sayesinde Hindistan’ın maden bakımından en zengin eyaletidir: Dam
BİHAC
BİHAC, türkçe Bihke, Bosna Hersek’in kuzey batı kesiminde kent, Sava ırmağının başlıca kollarından biri olan Una ırmağı kıyısında; Zagreb’in 125 km kadar güneyinde. Osmanlı imparatorluğu döneminde, Bosna vilayetine bağlı bir sancağın merkezi ve önemli bir kaleydi. 32 000 nüf. (yarısı müslüman). Bugün aynı addaki yönetim biriminin merkezi. Dokuma sanayisi.
Marie François XavierBİCHAT
Marie François XavierBİCHAT , fran-sız anatomi bilgini (Thoirette, Jura, 1771-Paris 1802). Desault’nun öğrencisi ve dostuydu, ölümünden sonra, Bichat onun cerrahiyle ilgili yapıtlarını yayımladı. 1801’de Paris Merkez hastanesi’nde de hekimlik yaptı. Çalışmalarıyla yeni bir pataloji kavramı getirdi ve genel anatominin temellerini attı. Bichat, organları teker teker ele almak yerine çok farklı organlar oluşturabilen aynı türden dokuları göz önünde bulunduruyordu. Embriyoloji, özellikle de organlaşma üzerinde çalıştı. Aynı zamanda fizyolog olan Bichat, kuramlarını pek çok deneyle sağlaml
BİCAYE
BİCAYE ya da BECAYE, Cezayir'de liman kenti, il merkezi, Cezayir’in D.’ sunda, Bicaye körfezi kıyısında, Summan çöküntüsünün ağzında, Carbon burnunun ardında; 114 534 nüf. (1987). Hassi Mesut’tan gelen ham petrol boru hattının bitim noktası; liman ham petrolün bir bölümünü dışarı satar. Rafineri. Kereste işleme. Tuğlacılık-kiremitçilik. Mantar işleme. Kentte XVI. yy.’dan kalma bjr cami ve İspanyollar’ın yaptığı bir kale vardır. — Bicaye ovası bir tarım bölgesidir. — Bicaye ili, 3 444 km2; 1 000 694 nüf. (1987).
—Tar. Eski roma kenti (.Saldae). Bicaye ancak berberi Hammadiler hanedanı dön
İTALYAN MİMAR BİBİENA
İtalyan mimar, sahne düzen-mimarı desen leyicisi, ressam ve gravürcüler ailesi olan Louvre müzesi, Paris Galli ailesinin lakabı (ailenin geldiği, Arezzo yakınındaki Bibbiena kentinden esinlenerek verilmişti). Ailenin ünlü adları: FER-DİNANDO (Bologna 1657 -ay.y. 1743), Avrupa’nın çeşitli saraylarında çalıştı, sahne perspektifiyle ilgili incelemeler yazdı. Oğulları GİUSEPPE (Parma 1696 - Berlin 1756) ile ANTONİO (Parma 1700 - Milano 1774, Bologna tiyatrosu’nun mimarı), düşsel yönü ağır basan anıtsal dekorlar yaptılar.
MİMAR BİBİENA MİMARİSİ
BİBİ MÜNECCİME HATUN
BİBİ MÜNECCİME HATUN, Harizmşahlar ve Anadolu Selçuklu saraylarında hizmet eden bilici kadın. Astroloji (ilm-i nücum) alanındaki bilgisi ile tanındı. Uzun süre Celâlettin Harizrrişah.’ın yanında çalıştı; onun ölümünden sonra Şam’a yerleşti (1231). Daha sonra Alaet-tin Keykubat l’in çağrısı üzerine Konya’ ya gitti. Yaşamına ilişkin fazlaca bilgi olmayan Bibi Hatun, ölümüne kadar Ana-, dolu Selçuklu sarayında kaldı. Tarihçi İb-Ferdınando Btbtena'ya nj Bibi'nin annesidir. ait olduğu santal
Gheorghe Dimitrie BİBESCU
Gheorghe Dimitrie BİBESCU Eflak Voyvodası (Craiova 1804 - Paris 1873). 1842’de Eflâk milletvekili ve muhalefetin lideri oldu; prens Alexandr Ghica’nın tahttan indirilmesinde rolü oldu ve 1842’de de onun yerine geçti. İdari ve toplumsal alanda birçok reformlar yaptı. Eflak ve Buğdan prensliklerinin birleştirilmesi yolunu açtı, bir askeri okul, bir de fransız lisesi kurdu. 1848 devriminin çalkantıları sonucu yeni bir anayasa kabul etmek zorunda kardı, buna rağmen kısa bir süre sonra da yönetimden ayrıldı.
Prenses Marthe Lahovary BİBESCO
Prenses Marthe Lahovary BİBESCO Rumen asıllı transız kadın edebiyatçı (Bükreş 1888 - Paris 1973). Yakınlık duyduğu edebiyatçıları (Proust, Claudel, l’abbé Mugnier) ve iki savaş arası Avrupa’sındaki aristokrat kalıntıları konu edindi (le Perroquet vert, 1924; la Nymphe Europe, 1960).
BİBERON NASIL BULUNDU
BİBERON NASIL BULUNDU Bebekleri yapay olarak beslemeye yarayan,ağzına emzik geçirilmiş, dereceli cam ya da plastik şişe; bu şişenin içerdiği miktar. bak. Biberon termosu, bir ya da birçok biberonu, ısısını koruyarak taşımaya yarayan eşsıcaklık kabı.
BİBERİYE BİTİKİSİ
BİBERİYE ya da BİBERYA a. Karşı-lıklı dizilmiş, uzun saplı, üst yüzü koyu yeşil alt yüzü beyaz, hep yeşil yaprakları, kısa salkım biçiminde bir araya tpplanmış mavi renkli çiçekleri olan kokulu çalı. (Adi biberiye, Akdeniz kıyı bölgelerinde çok bulunur. Genç sürgünleri baharat olarak kullanılır ve çiçekleri demlendiğinde uyarıcı etki yapar. Yapraklarından romatizmaya, burkulmaya ve eziklerle pamukçuğa karşı ilaç yapılır. Kaynatılmış yaprakların suyu uyarıcı, safra ve idrar söktürücü olarak kullanılır. Bu bitkiden ayrıca, parfümeri sanayisinde kullanılan bir esans da çıkarılır. Bil. a. rosma
BİBERACH
BİBERACH, Federal Almanya’da (Baden Württemberg) kent, Karaorman’da, Ulm’un G. -B.’sında; 28 500 nüf. Teknoloji enstitüsü. Fransızlar 1796 ve 1800’de AvusturyalIlar’ı burada yendiler.
Türk foto muhabiri Mehme BİBER
Türk foto muhabiri Mehme BİBER (Es-kicuma 1931). Gazeteciliğe Bursa’d.a Ant gazetesinde başladı (1948). Çeşitli İstanbul gazetelerinde ve dergilerinde; uluslararası yayın kuruluşlarında foto muhabiri ve TV kameramanı olarak görev yaptı. Bunte, Stern, Time, GEO, National Geographie magazine gibi dünyanınöndege-len dergilerinde fotoğrafları yayımlandı. Kodak firmasının (1963-1964) ve Sedat Simavi vakfı’nın (1977) birincilik ödüllerini kazandı.
Türk opera şarkıcısı Necdet BİBER
Necdet BİBER , türk opera şarkıcısı (İstanbul 1914 - Ankara 1976). İstanbul Belediye konservatuvarı’nda başlayan şan eğitimini, Ankara Devlet konservatuvarı’n-da tamamladı. Bir süre Gazi eğitim ens-titüşü’nde şan öğretmenliği yaptıktan sonra İtalya’da Rosita Saragay Sassone ile çalıştı; Salzburg yaz kurslarına da katılarak tekniğini ilerletti. Yurda dönünce Ankara Devlet tiyatrosu’nun opera topluluğuna katıldı. Madam Butterfly, Figaro'nun düğünü, Rigoletto, Konsolos, Sevil berberi, Cosi fan tutte, Kerem, Traviata, İl Tra-vatore, Maskeli balo gibi operalarda, Yunus Emre ve A
BİBER HAKKINDA BİLGİ
BİBER HAKKINDA BİLGİ 1. Meyvesi sebze ya da baharat olarak kullanılan capsicum türünden birçok bitkiye verilen ad; bu bitkilerden bir bölümünün meyvesi: Biber kızartmak. Çorbaya biraz biber ek. (Patlıcangiller familyası.) [Bk. ansikl. böl.] —2. Biber gibi, çok acı. || Biber gibi yanmak, deri, göz vb. sözkonusuysa, acımak, yanmak: Uykusuzluktan gözleri biber gibi yanmak.
—Bot. Antil biberi, Antiller’de yetişen ve meyvesinin tadı ve kokusu dört baharı (tarçın, karanfil, karabiber ve hindistancevizi) birden andıran ağaç ve bu ağacın meyvesi.
—El sant. Biber oya, üç boyutlu olarak örülen
BİBENZİL
BİBENZİL (fr. bibenzyle). Org. kim. Formülü C6H5—(CHg)? —<C6H5 olan hidrokarbon; sodyumun, benzil klorüre etkimesiyle elde edilir. (Eşanl. DİBENZİL, 1,2 DİFENİLETAN.)
BİBEHRE NE DEMEKTİR
BİBEHRE (fars. bî- ve behre'den bi-behre). Esk. 1. Nasipsiz, mahrum: "Sa-miye hanım, musikiden büsbütün bibeh-re değildi” (Yakup Kadri). —2. Değersiz.
Yazar Bernardo BİBBİENA
Yazar Bernardo BİBBİENA DÖVİZİ, le denir), İtalyan yazar (Bibbiena, Arezzo yakınında, 1470 - Roma 1520). Diplomat ve kardinaldi. Boccacio’dan esinlenen ve Castiglione’nin 1513’te Urbino sarayında sahneye koyduğu La Calandria komedisini yazdı.
Yazar Michel BİBAUD
Yazar Michel BİBAUD fransızca yazan kana-dalı yazar (La Côte-des-Neiges, Montréal yakınında, 1782 - Montreal 1857). Birçok siyaset ve edebiyat dergisi çıkardı. (Bibliothèque canadienne, 1825-1830; l’Encyclo-pédie canadienne, 1842-43). 1Ş30’da fransız klasiklerinden esinlenerek, Epitres, satires, chansons, épigrammes et autres pièces de vers adlı manzum bir derleme yayımladı. Tarihçi olarak, İngiliz yönetiminden yanaydı (Histoire du Canada [Kanada tarihi], 1837-1878).
BİBAN dağları
BİBAN dağları, Cezayir’de kütle; Tel Atlasları’nın bir bölümüdür. Titteri dağlarını D.’ya doğru devam ettiren Biban dağları, Beni Sliman ovasının ve uved Sahel -Summam çöküntüsünün yanında yükselir. Birkaç kireçtaşlı doruğu vardır. Kütle yi uved Şebba’nın “Demir kapıları” aşar (“kapılar” anlamındaki adı da buradan gelir).
BİATLON
BİATLON (fr. biathlori). Kuzey ülke-( lerinde uygulanan bir tür kayak sporu; bir mukavemet yarışını ve bir tüfekle atış yarışını içerir. (1960’tan beri olimpiyat sporlarından biridir.) BİATLONCU a. Biatlon yapan sporcu.
BİAT ya da BEYAT NE DİR
BİAT ya da BEYAT a. (ar. bîat). Esk. 1. Birinin egemenliğini kabul etme, buyruklarına uyacağını belirtme. —2. El sık-I ma. —3. Etek öpme, —4. Biat etmek, eylemek, birinin buyruğu altına girmek, hâkimiyetini kabul etmek.
—İsi. huk. Elele tutuşup sözleşmek, akit-leşmek. (Bu şekilde hükümdarın ya da devlet başkanının egemenliğini ve başkanlığını kabule de "biat” denir.)
BİASİLİS
BİASİLİS, BİYASSİL ya da PİYAS-SİLİ , Hitit kralı Şuppiluliuma l’in oğlu (İ.Ö. XIV. yy.). Şuppiluliuma I Kargamış’ı ele geçirince oğlunu buraya kral olarak atadı. Boğazköy tabletlerinden biri üzerindeki yazıtta, Mitanni kralı Mattivaza’dan Bi-asilis ile iyi geçinmesi istenir.
Guido BİASİ
Guido BİASİ İtalyan ressam (Napoli 1933). Gerçeküstücülükten etkilenerek, Fransa’daki "Phases” grubuna katıldı. 60’lı yıllardan başlayarak, kolektif belleğin bütün bölgelerini araştırmak üzere, geleneksel teknik ve geleneksel ikonografiden yararlanarak ayrıntıları işleyen titiz bir resme yöneldi (“Mnémothèques”, 1970-1971; “Mémoires écologiques”, 1974; “Muséologies”, 1976).
BİLGE BİAS KİMDİR
BİLGE BİAS Yunanistan’ın yedi bilgesinden biri olduğu söylenir. Hukukçuydu. İ.Ö. 570’e doğru Priene’de doğdu. Sitesinin yasalarını düzenledi. Pers tehlikesi karşısında, Panionion’da, İonia Yunanlıları’nı Sardinya’ya götürmeye çalıştı, ama başaramadı.
BİAS
BİAS. Yun. mit. İdomeneus’un oğlu. Ne-leus’un kızı Pero ile evlenebilmek için şart koşulan denemeyi başardı: Phylakos’un çok iyi korunan sürülerini çaldı.
BİARRİTZ
BİARRİTZ, Fransa’da kanton (Pyrénées-Atlantiques) merkezi, Bask ülkesi kıyısında, Bayonne’un 7 km B.’sında; 29 000 nüf. (1991). Eski balıkçılık kasabasının kaderi, Fransa impara-toriçesi olmadan önce burada oturan Eugénie de Montijo sayesinde değişti. İmparatoriçe ile Napoléon lll’ün 1854’te Biarritz’i ziyaret etmesinden sonra kasaba hızlı bir gelişme göstererek Fransa’nın ilk sayfiye merkezlerinden biri oldu. Kent G.’deki Basklar kum'safîyla K. Casino’daki Büyük Kumsal’ı birbirinden ayıran güzel görünüşlü kayalık bir çıkıntıda (Meryem kayalığı) kurulmuştur. Kentin yağışlı, yumuşak, düzenli
BİARMİA
BİARMİA, Beyaz deniz kıyılarının kürk tüccarları olan Biarmlar’ın ülkesi. Kola yarımadasından, kuzey Dvina nehri ağzına kadar uzanıyordu. Veps ya da Karelya kökenli olan sözkonusu Biarmlar’ın adı, IX-XIII. yy.’lar rus ve İskandinav kaynaklarında geçer.
EL BİAR
EL BİAR Cezayir kentinde konut semti, Cezayir yerleşmesinin batı kesiminde, Sahel tepelerinde; 98 500 nüf.
BİANOR ÖRÜMCEĞİ
BİANOR Koyu renkli küçük örümcekleri içeren cins. (Bedeni pas rengi ya da kızıl tüycüklerle kaplıdır. Karnında beyaz lekeler vardır. Sıçrayıcıörümcekgiller familyası.
Luciano BİANCİARDİ
Luciano BİANCİARDİ İtalyan yazar (Grosseto 1922 - Milano 1972). Mizah romanları yazdı (L 'integraziorıe, 1960; La vi-ta agra, 1962).
Ranuccio BİANCHİ-BANDİNELLİ
Ranuccio BİANCHİ-BANDİNELLİ İÎ İtalyan arkeolog (Siena 1900 - Roma lc" 1975). Roma Üniversitesi’nde arkeoloji dersleri verdi. İtalyan.Komünist partisi üyesi ve Gramsci enstitüsü müdürüydü. Yayımladığı birçok yapıt arasında Stori-cità deli’arte classica (1943), Diario di un borghese (1948), Archeologia e cultura (1961 ), L ’arte romana nel centro del po-tere (1969) ve La fine del T arte antica (1970) sayılabilir.
Luigi BİANCHİ
Luigi BİANCHİ İtalyan matematikçi (Parma 1856 - Piza 1928). Pisa Üniversitesinde profesörlük ve Pisa Yüksek öğretmen okulu’nun müdürlüğünü yaptı. “Diferansiyel geometri” terimini yarattı (1894) ve eukleidesçi olmayan geometrileri inceledi. Aşırıuzay üzerine çalışmaları görelilik kuramının gelişm
Nicomede BİANCHİ
Nicomede BİANCHİ İtalyan tarihçi (Reggio nell’Emilia 1818 - Torino 1886). Modeno ve Reggio geçici hükümeti üyesi sıfatıyla 1848 ulusal eyleminde etkin bir rol oyhadı, sonra Piemonte’ye çekildi ve Arşivler gene! denetmeni oldu. Yapıtları: Storia Documentata della diplomazia eu-ropea in İtalia, dal 1814 al 1861 (1865-1872) ve Storia della monarehia pi-emontese dal 1773 al 1861 (1877-1885)..
Thomas Xavier de BİANCHİ
Thomas Xavier de BİANCHİ fransız türkolog (Paris 1783 -ay.y. 1864). Türkçe, arapça, farsça öğrendi. Paris’te, türk-çe çevirmeni olarak çalıştı. Türkiye'ye giden elçilik memurları, tüccar, gezgin ve denizciler için pratik dil kitapları yazdı. Yapıtları: Vocabulaire français-turc (Fransızca-türkçe küçük sözlük, 2 cilt,
1829-1831 ), Le guide de la conversation en Français et en Turc (Fransızca ve türk-çe konuşma rehberi, 1839), J.D. Kieffer ile birlikte yazdığı Dictionnaire turc -français (Türkçeden fransızcaya sözlük, 2 cilt, 1835-1837), tek başına yazdığı Dictionnaire françai
Francesco BİANCHİ
Francesco BİANCHİ İtalyan besteci (Cremona 1752 - Hammersmith, İngiltere 1810). Jommelii’nin öğrencisi. Paris, Milano ve Venedik’te çalıştı. Londra’ya yerleşince, King’sTheatre’ın başına geçti. 70 operasından 18’ini Paris’te oynanmak üzere fransızca metin üzerine besteledi: la Réduction de Paris (1775), le Mort marié (1777).
BİALYSTOK
BİALYSTOK, Polonya’ nın K.-D. kesiminde, kent, voyvodalık merkezi; 268 100 nüf. (1990). Dokuma (pamuk, yün), makine, besin ve kereste sanayileri. Bialystok voyvodalığı (10 055 km2, 684 500 nüf. [1989]), bir ölçüde korularla kaplıdır, sanayi bitkileri (çavdar ve patates) yetiştiriciliği.
BÎALOWIEZA
BÎALOWIEZA, Polonya’da ormanlık kütle (580 km2), Bialystok yakınında. Bia-lowieza’nm bir bölümü Beyaz Rusya topraklarında uzanır (710 km2 boyunca). Doğu Avrupa’nın ilk orman örtüsünün kalıntısı. Bizonlara ve tarpanlara (yaban atı ırkı) ayrümış bir rezervi kapsayan ulusal park.
Miron BİALOSZEWSKİ
BİALOSZEWSKİ (Miron), polonyalı yazar (Varşova 1922). İlk kitabı (la Tournure des choses [fr. çev. j, 1956), kent yaşamının mit’lerini ve güniük hayatımıza giren nesnelerin yadırgatıcılığını dile getiriyordu. Daha sonra, yanılgılar, saçmalıklar ve yepyeni buluşlarla dolu konuşma dilini kullanarak, deneyimsel şiirine derinlik kazandırdı (Infarctus [fr. çev.], 1977). 1955’te "Tarczynska sokak tiyatrosu” adlı amatör bir şiir tiyatrosunun kuruluşuna katıldı (Théâtre à part [fr. çev.], 1971). Journal de l'insurrection de Varsovie (fr. çev.) [1970] adlı yapıtında, savaşın resmi yorumunu, kahraman
BİALOGARD
BİALOGARD, Polonya’da kent, Kosza-lin yakınında; 23 000 nüf. Demiryolu merkezi. Kereste ve deri işçiliği. Elektrikome-kanik
BİALİL
BİALİL a. (fr. biallyle). Org. kim. Formülü
H2C = CH-(CH2)2-CH = CH2 olan dienli hidrokarbon; magnezyumun, alil bromüre etkimesiyle elde edilir. (Eşanl. DİALİL, 1,5 HEKSADİEN.)
BÎALİK (Hayim Nahman)
BÎALİK (Hayim Nahman), ibranice yazan edebiyatçı (Rady, Jitomir yakınında, Ukrayna, 1873 - Viyana 1934). Şair, romancı, eleştirmen, çevirmen ve yayımcı olan Bialik’in, siyonist hareketin ve modern yahudi kültürünün oluşmasında belirleyici bir etkisi oldu. L:-:k esinini yahu-diliğin kaynaklarından aldı. İsrail topraklarına duyduğu özlemi dile getirdi (Âl’oi-seau [fr. çev.], 1891). İbrani halkının uğradığı kıyımı ve özellikle Kişinev pogro-munu gözler önüne serdi {Be’ir hehare-ga, 1904). Eski ve yeni sözcükleri kullanarak İbrani dilini zenginleştirdi {Sefer ha -Aggada, 1907). İsrail’de toprağ
BİALA PODLASKA
BİALA PODLASKA, Polonya’da (Podlaska) kent, voyvodalık merkezi, Beyaz Rusya yakınında ; 35 000 nüf. Dokuma ve kereste sanayileri. Makine yapımı. Eski Radziwill sarayının kalıntıları. — Biala Podlaska voyvodalığı (5 348 km2; 303 000 nüf. [1989]), kırsal özelliğini (çavdar, patates) büyük ölçüde sürdürmektedir.
Vittorio BİAGİ
BİAGİ (Vittorio), İtalyan dansçı ve koreg-raf (Viareggio, Toscana, 1941). 1958 -1960 arasında Milano’da la Scala’da,1901 - İT '5 arasında da, Bir faunanın öğleden sonrası (1965) adlı yapıtı düzenlediği XX. yy. Balesi’nde dans etti. Sonra Paris’teki Opéra-Comique’e geçti. Burada yıldız dansçı olarak, Claude Bessy’nin yönetiminde, Play-Bach adlı yapıtı yorumladı. Lyon operası’nda bale yöneticiliği yaptı (1969-1976). Burada Aleksandr Nevskiy (müziği Prokofyev’in; 1970), Romeo ve Juliet (1970), Espaces inhabitables (müziği F. Bayle’in) ve la Symphonie fantastique (Berlioz’un anısına saygı; 1972
BİAFRA CUBIHiYRİYETİ
BİAFRA CUBIHiYRİYETİ Afrikada devlet. Nijerya'nın kuzey kesimindeki müslüman ve geleneklerine bağlı halklar (özellikle Hausalar ve Pölier) ile, güney -batı kesimindeki müsluman s/e Hıristiyan, Yorubalar ile doğu ve güney doğu kesim lerindeki hıristiyan İooiar arasındaki kökü çok eskilere dayanan anlaşmazlıklar sonucunda, Nijerya’nın doğu bölgesinin ülkeden ayrılmasıyla (30 mayıs 1967) kuruldu. Ayaklanan bölge, yakışık 14 milyon kişinin (yani federasyonun toplam nüfusunun dörtte birinden az) yaşamasına karşılık, ülkenin en zengin kesimiydi. Doğal gaz, petrol, kömür yataklarının ve trop
BİA
BİA, Fildişi Kıyısı’nın doğu kesiminde ırmak (Gana’da doğar), Aby denizkulağı-nın kolu. —Ayame’de bara; ve hidroelektrik tesisi.
BIZIK
BIZIK a. Seksol. Cinsel doyum için kullanılan dikleşmiş penis biçiminde ağaçtan, köseleden, fildişinden, vb. yapılmış alet.
BlYIKTAY (Ömer Halis)
BlYIKTAY (Ömer Halis), Türk asker (Erzincan 1883 - İstanbul 1939). Harp oku-lu’nu bitirdi (1905). Türk-İtalyan savaşı nedeniyle Harp akademisi kapandığından akademiyi bitirişi gecikti (1914). Kurmaylığı onandı (1915). Türk-ltalyan, Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşlarına katıldı. Muhtelif birliklerde ve askeri kuruluş ve kurumlarda görev aldı (1905-1914). X. Kolordu emrine verildi. Irak ve havalisi komutanlığı kurmay kurulunda görevlendirildi (1915-1917). 6. Tümen, 57. Tümen kurmay başkanlıklarını yaptı (1917-1918). Binbaşılığa yükseldi (1918). 20. Kolordu kurmay başkanlığına getirild
Mehmet Tevfik BIYIKUOĞLU
BIYIKUOĞLU (Mehmet Tevfik), Türk tarihçi, yazar, asker ve diplomat (Çanakkale 1899 - Ankara 1961). Harp okulu’ nu (1908), Harp akademisi’ni bitirdi (1914). Kurtuluş savaşı’nda Batı cephesi harekât şubesi müdürlüğü yaptı. Lozan konferansı’nda türk delegasyonunda askeri danışman olarak bulundu. Kurmay albaylıktan emekli oldu. İki kez Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği yâptı (1924 - 1926 ve 1928 -1932). Moskovaelçisi oldu (1927), bir yıl bu görevde kaldı. Türk Tarih kurumu’nun ilk başkamdir. Başlıca yapıtları: Hint tarihi {1931), Trakya’da milli mücadele (1956), Türk İstiklal harbi (1962), At
BIYİKUBAUK
BIYİKUBAUK a.Tatlı sularda yaşayan, üstdudağında iki çift bıyık bulunan, sırt ve kısa anal yüzgeçleri olan kemikli balık. (Türkiye’deki en yaygın bıyıklıbalık türü, bıyıklıbalık, Froti, hasbaiık, imsirik, ker-sine, mayabalığı, sarı bıyıklıbalık ve siroz-balığı adlarıyla tanınan Barbus barbus' tur.)
—ANSİKL. Bıyıklıbalıklara temiz ve akıntılı sularda, çakıllı ve kumlu diplerde (buralarda küçük avları yakalayarak beslenir) rastlanır. Bıyıklıbalık daha soğuk ve daha bol oksijenli sulara giderek mayıs ayında yumurtlar. Barbus cinsi üyelerinin Oli-gosen’den bu yana yaşadıkları bilinir. Barbus
BIYIKLI ÖTLEĞEN
BIYIKLI ÖTLEĞEN a. Küçük ötücü kuş. (Bil. a. Lusciniola melanopogon; sinekkapangiller familyası; boyu 13 cm.)
BIYIKLI MEHMET PAŞA
BIYIKLI MEHMET PAŞA imrahor, Türk beylerbeyi (öl. Diyarbakır 1524). Enderun’da yetişti. Çeşitli saray hizmetlerinde yükselerek baş imrahor oldu. Yavuz Sultan Selimin Çaldıran seferinde Bayburt’u almakla görevlendirildi. Bayburt’u ele geçirdikten sonra Canik, Trabzon, Şebinkarahisar sancakları birleştirilerek kurulan Erzincan beylerbeyliğine atandı. Yavuz’un buyruğuyla Kemah kalesini kuşattı (1515). Diyarbakır serdarlığına getirildi; Şah İsmail’in bu bölgeye vali olarak gönderdiği Ustaclu Han ile savaşarak onu Mardin’e kadar çekilmek zorunda bıraktı. Daha sonra Mardin dolaylarındaki K
BIYIKLI MAYMUN
BIYIKLI MAYMUN a. Ekvator Afrika-sı’nda yaşayan, mavi suratlı maymun. (Bil. a. Cercopithecus cephus; uzunkuy-ruklumaymungiller familyası.)
Silahtar BIYIKLI ALİ PAŞA
BIYIKLI ALİ PAŞA (Silahtar), Türk sadrazam (İstanbul ? -ay.y. 1755). Ayasofya evkafı kâtibi Mehmet Efendi’nin yanına girdi. Bir süre müezzinlik yaptıktan sonra teberdar olarak Hasoda'ya alındı. Rikap-dar, çuhadar, silahtar (1751) oldu. Osman III döneminde etkisi arttı; kendisine sadrazamlık yolunun açılması için Aydın mu-hassıilığına gönderildi. 1755’te sadrazamlığa getirildiyse de bu görevde 63 gün kalabildi. Rüşvet suçlamasıyla görevden alınarak idam edildi.
BİLİNA
BİLİNA a. (rusça söze.) Ed. Eski Rusya’ da epik şarkı. —ANSİKL. Bılinalardaki kahramanlar, Mu-romlu İlya gibi efsane kişileri olabileceği gibi, biçim değiştirmiş tarihsel kişiler de olabilir. Bılinalar iki çevrime ayrılır: prens Vladimir ve yiğit bogatırların anlatıldığı Kiev çevrimi ile ticaret kenti Novgorod’un onuruna düzenlenen Novgorod çevrimi. Bu şarkılarda yiğitlik, büyü ve kahramanların becerisi yüceltilir.
BILDIRCIN
BILDIRCIN 1. Kekliğe benzeyen, kahverengimsi tüylü küçük kuş. (Bil. a. Coturnix coturnix; sülüngiller familyası.) [Bk. ansikl. böl.] —2. Bıldırcın gibi, kısa boylu, dolgunca ve alımlı kız ya da kadın için kullanılır.
—ANSİKL. Buğday bıldırcını yüksek otlar arasında yuva yapan göçmen bir kuştur, Kuzey Afrika’da ya da Güney Avrupa’da kışlar. Daha çok tanelerle, bazen de böcek ve sümüklüböcek larvalarıyla beslenir. Bıldırcının birçok doğal düşmanı vardır; ayrıca insan tarafından yoğun biçimde avlanmaktadır. Kuzey Amerika’daki buğday bıldırcınına benzeyen türler yerleşik yaşar.
—Avc. Açık
BIKKIN
BIKKIN sıf. Sürekli aynı şeyi yinelemekten usanç duyan kimse; bunu ortaya koyan şey için kullanılır; bezgin: Önündeki dosyaları bıkkın bir tavırla karıştırdı. Soruları bıkkın bir sesle yanıtlamak.
BIKKINLIK a. 1. Büyük bir ruhsal yorgunluk; usanç, bezginlik: Bıkkınlık içinde olmak. Her şeyden bıkkınlık duymak. —2. (Bir kimseye) [bir şeyden, bir şey yapmaktan, bir kimseden] bıkkınlık gelmek, sürekli yinelenen bir şeye, sık görülen bir kimseye artık katlanamaz duruma gelmek, ondan bıkmak, usanmak. —3. (Bir kimseye) bıkkınlık vermek, söz-konusu bir kimseyse, aynı şeyleri yineleyerek karşısınd
Bıhtaşı
Bıhtaşı. Yörs. Açık yerlerde oynanan bir çocuk oyunu. (Çocuklardan biri, bacaklarının arasından arkaya doğru bir taş atar. Taşın düştüğü yere işaret konur. Öteki çocuklar da aynı şekilde taş atarlar. Taşını, işaretin en ilerisine atan oyunu kazanır.)
BIDIK
BIDIK sıf. ve a. Halk. 1 .Kısa,tıknaz kimse için kullanılır: Bıdık oğlan. —2. Küçük, ufak meyve için kullanılır: Bıdık elmalar.
BIÇKI
BIÇKI a. İki kulpa tutturulmuş dişli bir ağızdan oluşan, ileri geri hareketlerle ağaç kesmeye, kereste yapmaya yarayan el aygıtı. || Bıçkı ustası, BlÇKlCl’nın eşanlamlısı.
—Ciltç. Eskiden ciltçilerin meşin traş etmekte kullandıkları balta biçiminde alet. —Saraç. Deri ve kösele kesmek için saraçların kullandığı şimşir saplı ve hilal biçiminde çelik ağızlı alet (kesici ağız 12-17 cm boyundadır).
—Tarım. Bağ ya da meyve budamaya yarayan dişli bıçak.
BIÇKI
Sinan BlÇAKÇIOĞLU
Sinan BlÇAKÇIOĞLU , türk karikatürcü (İstanbul 1931). İstanbul Devlet güzel sanatlar akademisi’nde okudu. Akbaba, Taş, Dolmuş gibi dergilerde çizdi, reklam grafikerliği yaptı. İki albüm yayımladı (1958-1960). 1970’ten sonra Paris’e yerleşti. Paris ve İstanbul’da birer karikatür sergisi açtı (1979).
BIÇAK
BIÇAK a. 1. Bir sapla keskin bir ağızdan oluşan kesme aygıtı: Ekmek bıçağı. Meyve bıçağı. (Bk. ansikl. böl.) —2. Bir aygı- Ali Bhutto tın kesici parçası: Hızar bıçağı. —3. Bıçak altına yatmak, ameliyat olmak: Kaç kez bıçak altına yattım bu hastalıktan. || Bı- -çak artığı, kesiminden artmış, kesimi ertelenmiş kasaplık hayvan. || (Bir kimseye) bıçak atmak, onu bıçaklamak. || Bir organa bir çıbana vb. bıçak atmak, ona cerrahi bir işlerfr uygulamak. || (Bir hedefe) bıçak atmak, bıçağı ona doğru fırlatmak.
|| Bıçak bıçağa gelmek, karşılıklı bıçak çekerek öldüresiye kavga etmek. || (Bir
BICIR BICIR
BICIR BICIR be. Konuşmanın sürekliliğini, mutlu bir ortamda geçtiğini vurgular: Sabaha kadar bıcır bıcır konuştular.
BICILGAN
BICILGAN a. Vet. Atlarda ve sığırlarda, bukağılık .ve topuk bölgesinde, iltihapla birlikte görülen deri çatlağı.
♦ sıf. Azmış, yayılmış yara için kullanılır: Bıcılgan yara.
—ANSİKL. Bıcılgan genellikle derinin su, BHUTAN soğuk çamur, idrar vb. maddelerle tahrişinden ileri gelir. Deri şiş, sıcak ve ağrılıdır, çatlar ve irinli bir sıvı salar, bu sıvı kıllar üzerinde katılaşır. Bacak hep ağrır ve hastalık lenfanjite dönüşürse topallama artar.
Benazir BHUTTO
BHUTTO (Benazir), pakistanlı siyasetçi (Karaçi 1953). ABD’dş Harvard, Ingiltere’de Oxford üniversitelerinde felsefe, siyaset, ekonomi ve uluslararası ilişkiler eğitimi gördü (1969-1977). Oxford öğrenci birliği nin ilk kadın başkanı seçildi (1977). Babası başbakan Zülfikâr Ali Bhutto, bir darbeyle iktidara geçen Ziya ül Hak tarafından idama mahkûm ettirilince siyasete atıldı. Getirilen sıkıyönetim düzeninin yasal olmadığını savundu. Birkaç kez tutuklandı. 1988'de Ziya ül Hak bir uçak kazasında ölünce Pakistan Halk parti-si'nln başkanı olarak başbakanlığa getirildi. Fakat İslamcı muhafazakârl
Zülfikâr Ali BHUTTO
Zülfikâr Ali BHUTTO pakistanlı devlet adamı (Larkana, Sind eyaleti, 1928 - Ra-valpindi 1979). Racput asıllı, büyük toprak sahibi zengin bir ailenin oğluydu. Bombay, Berkeley (Kaliforniya) ve Ox-ford’da öğrenim gördü. Eyüp Han döne-
minde birkaç kez bakanlık yaptı, 1967 kasımında Pakistan halk partisi’ni kurdu, tutuklandı (kasım 1968), general Yahya Han’ın iktidara gelmesi ile birlikte serbest bırakıldı. Başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanıyken (7 aralık 1971), general Yahya Han’ın istifası üzerine cumhurbaşkanı oldu (aralık 1971). Mart 1969’dan beri yürürlükte olan sıkıyönetimi
BHUTAN DEVLETİ
BHUTAN DEVLETİ Asya'da devlet, Doğu Himalayalar'ın güney yamaçlarında; 47 000 km2; 1 500 000 nüf. (1990). Başkenti Thimbu. Resmi dili tibetçe
BHUMİ
BHUMİ -BHUMİBOL ADULYADEJ, Rama IX adıyla Tayland kralı oldu (Cambridge, Massachusetts, 1927). 1946'da anlaşılmaz bir biçimde ölen kardeşi Ananda'nın yerine geçti. 1950’de Bangkok’ta taç giydi ve prenses Sirikit ile evlendi. Anayasa ona hiçbir siyasal yetki tanımadığından, kendini hayır işlerine verdi. Gene de, mareşal Thanom Kittikaçorn ile mareşal Prapas Çarustathien'in diktatörlüğüne karşı çıktı (1973). Fakat komünist gerilla hareketinin hızlanması üzerine 1976 ve 1991 askeri darbelerini ve cunta yönetimlerini desteklemek zorunda kaldı.
BHUBANESVAR
BHUBANESVAR, Hindistan’da kent, Orissa eyaletinin merkezi, Kattak'ın güneyinde 411 542 nüf. (1991). Havalimanı. Siva kültünün çok eski bir merkezi (VI.-X. yy.'lar) olan kentte, yaklaşık VII-XI. yy.'lar arasında yapılmış çok sayıda brahman tapınağı vardır. Bu tapınakların en önemlisi olan Lingaraca tapınağı yaklaşık 1 000 yılında yapılmıştır; eğik en yüksek çatısının (Şikhara) yüksekliği 60 m’yi geçer. Biraz özentili, sade üsluplu çok güze! heykeller
Lingaraca tapınağı (XI. yy. başı)
Lingaraca tapınağı (XI. yy. başı)
BHOTİALAR
BHOTİALAR ya da BHOTİYALAR, Sikkim, Bhutan ve Nepal'de yaşayan halk. Sayıları 700 OOO'i aşan Bhotialar' ın, IX. yy.'dâ Tibet’ten geldikleri sanılır (Tibet Birman öbeğinden penconke lehçesini konuşmalarının nedeni budur). Hima-laya kütlesinin güney yamacında yaşar, sekiler biçiminde düzenledikleri tarlalarda uyguladıkları tarımla (pirinç, buğday, arpa) ve hayvancılıkla geçinirler. Baba-soylu, babayerli ve dıştanevli bir toplumdur; bir bölümünün tekeşli olmasına karşın, çokkocalılık ve çokkarılılık yaygındır. Tantra dinini benimsemişlerdir, ama şa-manlık geleneklerinin (Bon dini kökenli) çoğu