| Telif Hakları | Cem Yılmaz | Erotik Hikayeler | MP3 İndir Osmanlı İmparatorluğunda Hürriyet Hareketleri | Açık bilgi paylsım alanı

Osmanlı İmparatorluğunda Hürriyet Hareketleri

19'uncu yüzyılın büyük bir kısmına hakim olan ve yıllarca Avrupa ülkelerini
kaynaşma içinde tutan Liberalizm yani Hürriyetçilik hareketi,
Osmanlı İmparatorluğu üzerinde etki yapmaktan geri kalmamıştır.
Yalnız şurası muhakkaktır ki, Fransız İhtilalinin doğurmuş olduğu
hürriyetçilik akımı Avrupa ülkelerinde çabuk ve yoğun bir etki
yapmasına karşılık, bu etki, Osmanlı İmparatorluğunda daha geç ve
yavaş olmuştur. Osmanlı toplumu ile Avrupa toplumları arasındaki
hem din ve hem de kültür farklılığını bu duruma temel bir sebep olarak
almak herhalde yanlış olmayacaktır.
Osmanlı İmparatorluğundaki hürriyetçilik akımının herbiri bir öncekinden
daha yoğun olmak üzere, dört gelişmede açıkca tesbit edilmektedir.
Bunlar, 1839 Tanzimat Fermanı, 1856 Islahat Fermanı, 1876
İ'inci Meşrutiyet Anayasası ve 1908 İİ'inci Meşrutiyet Hareketi.
1839 Tanzimat Fermanı ve bununla başlayan Tanzimat hareketi
esasında Avrupadaki 1830 İhtilallerinin tesiri altında kalmış bir
harekettir. Böyle olmakla beraber Tanzimat Fermanı hiç bir zaman
Avrupadaki hürriyetçi akımlarla kıyaslanamaz. Arada büyük farklılıklar
vardır. Bir defa; 1830 ihtilalleri Avrupada aşağıdan yukarı doğru,
yani alttan gelen bir hareket şeklinde olmuştur. Halkların, hürriyet
için yukarıdaki otoriteye karşı ayaklanması şeklinde ortaya çıkmıştır.
Halbuki Tanzimat hareketinde böyle bir nitelik mevcut değildir.
Tanzimat Fermani başta Büyük Reşit Paşa olmak üzere, Padişah
Abdülmecit'in iyi niyeti ile Osmanlı uyruklarına bahşettiği bir
lütuftur. Bununla beraber, mutlak otoritenin sahibi, kendi otoritesİni
bazı bakımlardan sınırlayacağını uyruklarına tek taraflı bir irade beyanı
ile taahhüt etmiştir. Bu sınırlama Padişahın, kişisel yönetiminde,
bazı ilkelere bağlı kalacağını belirtmesi ile oluyordu. Mesela,
vatandaşların ırz, namus, can ve mal güvenliğinin sağlanması ve korunması,
vergi adaletsizliğinin, askerlik hizmetinde haksızlık ve adaletsizliklerin
giderilmesi, suç ve cezaların şahsileştirilmesi, adli kovuşturmanın
açıklığı gibi. Tanzimat Fermanı, o derece yukarıdan verilen
bir lütuftur ki, Padişah, Fermanında, bütün bu saydığımız ilkeler için
"Müsaadat-ı Şahanen" yani kendisi tarafından verilen özel müsaadeler
deyimini kullanmaktaydı.
İkinci olarak, Avrupadaki hürriyetçi hareketler herşeyden önce
bir anayasalı rejimin kurulmasını amaç gütmüştür. Tanzimat Fermanın'da
ise bir anayasa söz konusu değildir. Bu fermanla daha ziyede,
vatandaşın kişiliğine ve güvenliğine zarar veren bir takım yönetim
aksaklıklarının düzeltilmesi öngörülmekteydi. Bununla beraber,
Tanzimat Fermanı, Osmanlı İmparatorluğunda anayasalı düzene doğru
atılmış bir ilk adım sayılabilir. Çünkü, imparatorluk içinde bundan
önceki yüzyıllarda yapılan bir çok yenileşme teşebbüslerinden
çok farklı olarak, siyasal düzende ve siyasal otoritenin işlemesinde
bir yenilik getirmekteydi.
1856 Islahat Fermanı'da Avrupadaki liberal akımlara benzetilemez
ve bir anayasacılık hareketi ile de ilgisi yoktur. Bundaki farklılığı
da şu iki noktada toplamak mümkündür: Bir defa, Islahat Fermanı
kendiliğinden ortaya çıkmış olmayıp, yabancı devletlerin baskısı
ile padişah tarafından yayınlanmıştır ve esas amacı da, 1854-56
Kırım Savaşının sebepleri ile bağlantılı olarak, Hıristiyan uyrukların
bir takım hak ve yetkilerini arttırmak suretiyle onları Müslüman uyruklarla
eşit seviyeye getirmekti.
İkinci olarak, Islahat Fermanı'da incelenirse görülür ki, bu belgenin
de bir anayasa niteliği yoktur. Fermanda sözü edilen ve Hıristiyan
uyruklara "bahşedilen" hak ve yetkiler, gerçekten Hıristiyan
uyrukların yönetimi ve onlara yapılacak muamele ile ilgiliydi.
1876 İ'inci Meşrutiyet hareketi ile Osmanlı İmparatorluğuna ilk defa
anayasalı bir rejim girmiştir. 1876 Osmanlı Anayasası, 1848 ihtilalleri
sonucu Prusya'nın kabul etmek zorunda kaldığı, nisbeten liberal
olan Prusya Anayasasından mülhem olarak hazırlanmıştır. 1851
Prusya anayasası ise, Prusya'nın disiplin ruhunu muhafaza ederek
o zamanki Avrupanın en liberal anayasası olan 1831 Belçika anayasasından
kaynağını almıştı.
1876 Anayasası Osmanlı İmparatorluğunda ilk defa olarak anayasalı
rejimi başlatmakla beraber, bu İ'inci Meşrutiyet hareketi de bir
halk hareketi; aşağıdan yukarıya yönelen bir baskı ve istek sonucu
olarak ortaya çıkmış değildir. Padişahlığın mutlak otoritesini bir dereceye
kadar törpüleyerek ve Osmanlı vatandaşları için de bazı
esas hak ve hürriyetler getirmek suretiyle, monarşiye dayanan bir
anayasalı rejim kuran ve bundan dolayı da adına Meşrutiyet denen
1876 düzeni, esasında Yeni Osmanlılar denen bir avuç Osmanlı aydınının
teşebbüsü ile ortaya çıkmıştır. Bu bir avuç aydın, Osmanlı
Devletinin gittikçe artan çöküntüsüne karşı çare ararlarken, bu çareyi
anayasalı bir rejimde bulmuşlar ve bu rejimi, Padişah İİ'inci Abdülhamid'i
tahta çıkarırlarken, onunla yaptıkları pazarlık sonucu gerçekleştirmişlerdir.
Avrupadaki liberal hareketlere oranla farklılık, bir
daha burada da kendisini göstermiştir.
1876 İ'inci Meşrutiyet hareketi fazla yaşamamıştır. İ'inci Meşrutiyet,
1877-78 Osmanlı-Rus savaşına varan Balkan buhranı içinde ilan edilmişti.
Sonradan görülmüştür ki, İİ'inci Abdülhamid de, Meşrutiyeti ilan
etmek için bir avuç Osmanlı aydını ile yaptığı pazarlıkta samimi değildi.
1876 Aralık ayında ilan edilmiş olan 1876 Anayasasını, İİ'inci Abdülhamid
1877-78 Osmanlı-Rus savaşının doğurduğu şartları bahane
ederek, 1878 şubatında yürürlükten kaldırmıştır. Bundan sonra İİ'inci
Abdülhamid, 30 yıl sürecek olan despotik ve otoriter yönetimine başlamıştır.
Lakin Abdülhamid'in bütün despotizmine rağmen, Osmanlı aydınları
arasında gelişmekte olan anayasacılık ve hürriyetçilik hareketinin
arkası kesilmemiştir. Bu gelişmede, 1889 yılında askeri tıbbiye
öğrencisi, arasında gizli olarak İttihad ve Terakki cemiyetinin
kurulması mühim bir dönüm noktası olmuştur. Bu cemiyetin faaliyeti,
bir yandan İstanbul'daki yüksek öğrenim gençliği arasında yayılıp
destek bulurken, bir yandan da, İİ'inci Abdülhamid'in kovuşturmasından
kaçıp Avrupada yaşamak zorunda kalan Osmanlı aydınları arasında
da yayılmıştır. Bunun sonucu olarak da memleket dışında geniş bir
teşkilata sahip olmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetinin 20'inci yüzyılın ilk yılları
ile birlikte Rumeli'deki Selanik ve Manastırdaki subaylar arasında da
hızla yayılması, bir bakıma bu harekete askeri bir güç kazandırmış
ve İİ'inci Meşrutiyet hareketinin gerçekleşmesinde büyük rol aynamıştır.
Bu gelişmenin sonucu olarak da, Osmanlı İmparatorluğunda ikinci
defa olarak anayasalı (Meşrutiyet) rejimin ilan edilmesi, askerler tarafından
gerçekleştirilmiştir. 1908 Temmuzunda Manastır'daki subaylar
kendiliklerinden anayasalı rejimi ilan etmişler ve padişah İİ'inci
Abdülhamid, subayların bu hareketine bir süre karşı koyduktan sonra,
çaresiz kalarak İİ'inci Meşrutiyeti ilan etmiştir. İİ'inci Meşrutiyetin
ilanından altı yıl sonra, İ'inci Dünya Savaşı patlak vermiş ve bu savaş da
Osmanlı İmparatorluğunun tarih içindeki ömrünü tamamlamıştır. Bundan
sonra Milli Mücadele ve Cumhuriyet devrinin anayasaları gelir
ki, bunlar 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarıdır.
Görüldüğü gibi, Osmanlı İmparatorluğu 19'uncu yüzyıl boyunca, varlığını
devam ettirebilmek için, hem dışarda ve hem içerde bir takım
tedbirlere başvurmuştur. İmparatorluk, dışarıdan yönelen tehlikelere
karşı varlığını sürdürebilmek için dış politikada bir denge politikası
izleme yoluna giderken öte yandan da, iç yapısını daha sağlam temellere
dayandırmak için hürriyetçi ve anayasacı tedbirlere başvurmuştur.
Lakin ne var ki, bu tedbirler Osmanlı İmparatorluğunu yıkılmaktan
kurtaramamış ve İ'inci Dünya Savaşı ile birlikte sona ererek, çetin
bir mücadeleden sonra yeni bir Türk Devleti ortaya çıkmıştır.
Share this article :

Yorum Gönder

 
Gora İzle | İletişim | Sitemap
Destek : Cem Yılmaz Filmleri | Telif VB... Telif Hakkı © 2013. cem yılmaz filmleri - Tüm Hakkları Saklıdır.. Sitemizde yer alan tüm videolar, kaynak kodları ile video paylaşım sitelerinden alınmaktadır. Telif hakları sorumluluğu bu sitelere aittir videoların hiç biri sunucularımızda yüklü değildir. Hak sahiplerinin iletişim adresimizden talep etmesi halinde UYAR-KALDIR yöntemi işletilerek, istenen içerik iki iş günü içerisinde siteden kaldırılır.